İngiltere merkezli örgütten yapılan açıklamada, UNRWA’ya sağlanan finansal desteğin askıya alınmasının, işgal altındaki Gazze Şeridi’ndeki iki milyondan fazla mülteci için “yıkıcı darbe” olacağı belirtildi. Açıklamada, ülkelere UNRWA’ya sağlanan finansal desteği askıya alma yönündeki zalim kararından geri dönme ve kuruma sağlanan fonları askıya almaktan kaçınma çağrısı yapıldı.
Açıklamada değerlendirmelerine de yer verilen Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, şunları kaydetti:
“Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Gazze’deki Filistinlilerin hayatta kalmasının risk altında olduğu sonucuna varmasından sadece birkaç gün sonra, bazı hükümetlerin halihazırda soykırım ve tasarlanmış kıtlık riskiyle karşı karşıya olan iki milyon Filistinlinin daha fazla acı çekmesine neden olacak kararlar alması son derece şok edici, hatta insanlık dışıdır. UNRWA’nın 30 bin kişilik personelinden 12 çalışanla ilgili iddialar üzerine böyle bir adım atılmış olması özellikle dehşet verici.”
Bazı UNRWA personeline yönelik iddiaların bağımsız şekilde soruşturulması gerektiğini aktaran Callamard, aleyhinde yeterli kabul edilebilir delil bulunan herkesin adil şekilde yargılanması gerektiğini vurguladı. Agnes Callamard, ancak birkaç kişinin yaptığı iddia edilen eylemlerin, “toplu cezalandırma” anlamına gelebilecek şekilde hayat kurtaran yardımların kesilmesi için “bahane olarak kullanılmaması” gerektiğinin altını çizdi. Callamard, “UAD’nin kararını ve mahkemenin Gazze Şeridi’ndeki feci insani durumun daha da kötüye gitme riski taşıdığı tespitini dikkate almak yerine, aralarında ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Avustralya ve Fransa’nın da bulunduğu kilit devletlerin Gazze’deki sivillere yardım sağlayan ana kuruluşa yönelik fonları kesmesi utanç verici.” ifadeleri kullandı.
“ÇİFTE STANDARDIN BARIZ ÖRNEĞİDİR”
Callamard, soykırımın ve telafisi mümkün olmayan zararların önlenmesinde kilit adım olarak, İsrail’in Gazze’deki Filistinli sivillere insani yardım sağlanması için acil ve etkili tedbirler alınmasını emreden tedbirler dahil UAD tedbirlerinin uygulanmasını sağlamanın “tüm devletlerin açık görevi” olduğunu vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Callamard, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İddialar üzerine UNRWA’ya yapılan fonları keseceklerini açıklayan hükümetlerden bazıları, bu silahların savaş suçları ve ciddi insan hakları ihlalleri işlemek için kullanıldığına dair çok sayıda kanıta rağmen, İsrail güçlerini silahlandırmaya devam etmiştir. Halen soruşturulmakta olan iddialara dayanarak insani yardım fonlarını dondurmak için acele ederken, İsrail ordusuna verilen desteği askıya almayı düşünmeyi bile reddetmek çifte standardın bariz örneğidir.”
Callamard, devletlerin, UNRWA fonlarını askıya almak yerine, İsrail ve Filistinli silahlı gruplara silah transferini durdurmak için çalışması ve yıkıcı acıların hafifletilmesine yardımcı olmak için acil ve sürekli ateşkes ile tam insani erişim için baskı yapması gerektiğini vurguladı.
UNRWA’NIN İŞLEVİ VE İSRAİL’İN İDDİALARI
BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen UNRWA, faaliyetlerine başladığı 1950’den bu yana Filistinli mültecilere gıda, sağlık, eğitim, barınak gibi insani yardımları sağlayan ana kuruluş konumunda bulunuyor. Ajans bugün 5,9 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor.
UNRWA, 73 yılı aşkın süredir Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışırken, bu süreçte tesisleri defalarca İsrail tarafından vuruldu, tonlarca gıda ve ilaç yok edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail yetkililerinin UNRWA personelinin 7 Ekim saldırılarına karıştığına ilişkin iddialarının acilen soruşturulmasını istemişti.
UNRWA da İsrail’in iddialarına yönelik soruşturma başlatmıştı.
Almanya, İsviçre, İtalya, Kanada, Finlandiya, Avustralya, İngiltere, Hollanda, ABD, Fransa, Avusturya, Japonya ve Estonya UNRWA’ya yönelik finansal desteğini geçici süreyle durdurma kararı aldıklarını açıklamıştı.
Öte yandan, Norveç, İrlanda ve İspanya UNRWA’ya desteğini sürdüreceğini duyurmuştu.