Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, Akdeniz ekibinin 6 Şubat depreminden bu yana yaşadıklarını anlattı. Galatasaray ve Fernando Muslera ile ilgili soruları cevaplayan Volkan Demirel, parlattığı genç yıldızlarla ilgili de konuştu.
Hatayspor’a odaklandıklarını belirten Volkan Demirel, “Keyfimiz yerindense, işler yolunda gidiyor. Şu andaki mesuliyetimiz takım. Takım iyiyse, ben de daha iyi oluyorum. Özel hayat olarak ailemizden yana her zaman mutluyuz. Ama futbol takımımızla alakalı elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Zor bir dönemden geçtik. O dönemden sonra ayağa kalkmasını bildik. İnşallah daha da ilerisi olacak. Önümüzdeki zaman da daha iyisi olacağını tahmin ediyorum” dedi.
Bordo-beyazlıların, Süper Lig’de gösterdiği performansa değinen Volkan Demirel şu ifadeleri kullandı: “İyi çalışmaya bağlıyoruz gelişmeyi. 6 aylık bir çalışma dönemi var. Tek başıma yapmadım hiçbir şeyi. Hepimiz bir olduk. Hatayspor’u nasıl daha iyi yere getiririzin planını yaptık. Herkesin emeğine teşekkür ediyorum. Benim arkamda 20-25 kişilik ekip var. 5-6 aylık bir zamanın meyvesini topluyoruz. Daha da iyi olabilirdi. Lig uzun bir maraton. Galibiyetler, mağlubiyetler var. Biz bunlar takılmıyoruz. Bizim tek hedefimiz Hatayspor’u maddi olarak çok yormadan, manevi olarak en yukarılara taşımak. O yüzden elimizden geldiği kadar iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz.”
Teknik ekibine güvendiğini vurgulayan Volkan Demirel, “Ekip arkadaşlarım, teknik direktörlüğe ilk adımımı attığımda yanımdaydı. Biz bir aileyiz. Aramıza katılanlar oldu, ayrılanlar olmadı. Ekip olduğumuz için de 3 senedir birlikteyiz. Güzel, güvendiğim, inandığım bir ekibim var” açıklamasını yaptı.
Hatayspor’a sezon başında yapılan transferlerdeki ikna sürecini anlatan Volkan Demirel, “Çok çalıştık biz. Önce ne olduğunu, neler yapabileceğimizi anlatmaya çalıştık. Bizim ekibin inanmışlığıyla ilgili bir şey. Karşımızdaki insanı ikna ikna edebildikten ve inandırabildikten sonra getirmesi çok kolay olay. Biz olan olayları ve gelecekte bizi nelerin beklediğini anlattık doğru bir şekilde. Biraz daha genç oyuncuları getirmeye çalıştık. Futbol aç oyuncuları alacaksınız diye bir laf vardır. Kendini bir yerde görmek isteyen oyunculara yöneldik. Şu ana kadar doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Aldığımız her oyuncudan memnunuz. İlk 8 haftadaki başarımızı görünce, oyuncularım da dikkat çekmeye başladı. İyi bir takım ortaya çıktı. Bu takım daha da iyi yerlere gelecek. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Bir yolumuz var, bu yoldan hiçbir zaman şaşmayacağız. Burada baş aktör benim. Gideceklere, kalacaklara ben karar veriyorum. Her şeye karar veren benim. Ekip olarak 1500’e yakın oyuncu izledik. Bundan sonraki transfer döneminde neler yapacağımız hazır bir şekilde bekliyor. Zamanla her şeyi, daha iyi, daha iyi rayına oturacak şekilde ilerleteceğimizi düşünüyorum” dedi.
Bazı oyuncular için teklif aldıklarını belirten Volkan Demirel, “Ulaşabildiklerime telefondan, ulaşamadıklarıma sosyal medyadan ulaşmaya çalıştım. Sosyal medyanın gücü şu anda çok fazla. Biz de bundan faydalanmaya çalıştık. Transfer döneminde menajerler oyuncu önerir, biz bu dönemde belirlediğimiz oyunculara menajerler üzerinden oyunculara gitmeye çalıştık. Maddi olarak çok zorlanmadan, son 2 transferimiz bonservis bedeli ödendi. O da belli bir zamana bölünerek ödenecek. Kulübün kasasından herhangi bir para çıkarmadan, bulunan paralar da kendi oyuncu satışlarımızdan elde ettiğimiz maddi gelirlerle karşılanmış rakamlar. Doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Kadromuzda birçok oyuncunun gelecek potansiyeli olduğunu biliyoruz. Hatta 2-3 oyuncumuza teklifler geliyor. Devre arasına kadar böyle bir görüşme yapmayıp, hatta sezon sonuna devam ettirebilirsek sezon sonnunda onlarla ilgili talepleri değerlendireceğiz” diye konuştu.
Genç oyuncular üzerindeki etkisinin hatırlatılmasının ardından 42 yaşındaki teknik direktör, “Bunu düşünerek yapmıyorum. Yaşadıklarımı anlatmaya çalışıyorum. Emre, Bertuğ ve Ömer Faruk’a bakınca, kendilerinin zaten bir potansiyeli var. Emre’nin biraz gecikmişti, ona anlatmaya çalıştık. Bertuğ zaten çok inanmıştı ve Allah onun o güzel kalbine göre verdi. Ömer Faruk çok iyi tanıdığım bir kardeşim. Onu da inşallah yeniden Türk futboluna kazandırmak için çalışıyoruz. Ben yaşamadığımı ya da görmediğim bir şeyi anlatamam. Futbol bilgimiz olduğuna inanıyoruz. Bu oyunu 18 yıl kaleden izledim. Fenerbahçe’de 2 yıl yardımcı antrenörlük yaptım, teknik direktörlükte 3. yılıma giriyorum, gördüklerimi, yaşadıklarımı anlatmaya çalışıyorum. İnanan, bu yola odaklanmış insanların başarıya gitmesi de bence çok kolay oluyor” açıklamasını yaptı.
Teknik direktörlük görevinde benimsediği rolü anlatan Volkan Demirel, “Teknik direktörlük bence şöyle, karşınızdaki grubu kendinize inandırsanız, bence o sizi bir yere koyuyor. Buna çok önem veriyorum. Benim inandığım bir yol var. Şu ana kadar doğru işler yaptığımızı gördük. Bu inanmışlığı bana hissettirirse ya da ben ondan alırsam güzel bir birliktelik başlıyor. Ama benim sıfatımı belirleyecek olan oyuncunun kendisi. Hoca olarak mı, baba olarak mı, ağabey olarak mı görür, o onun bileceği bir yorum. Ama ben hepsine yaşadıklarımı anlatmaya, doğru yolu anlatmaya çalışıyorum. Dokunabiliyorum oyuncularıma, güzel bir inanmışlık, saygı ve sevgi var. Bunları başarırsanız, sonuçlar gelecektir. İşinizi doğru yapıyorsanız, ondan sonra sahada oyunculara kalıyor” diye konuştu.
Emre Belözoğlu, Arda Turan gibi yeni nesil teknik direktörlerin hatırlatılmasının ardından Volkan Demirel, “Bence güzel bir nesil geliyor. Kendi adıma şunu söyleyebilirim, daha bu yolun başındayım, bir başarım yok. Oyunculara yol gösteriyorum ama bu benim işim. Bertuğ mesela, bu sene benim planlarımda ilk yazdığım isimdi. Ama Bertuğ’un planı, benim planımdan önce geliyor. Avrupa’ya gitmesi, onun oraya gitmesi benim planımdan daha önemliydi. O kendi hayaline gönderebilmek beni daha çok mutlu ediyor. Bu başarı sayılıyorsa, en büyük başarı benim için. Ama diğer türlü spor olarak başarı elde etmeniz için elle tutulur bir şey kazanmanız gerekiyor. Çok konuşuyoruz. Biz her gördüğümüz hal hatır sorarız herkesin bir kendisi doğru var ama o fikir alışverişi her zaman olur. Herkesin bir yoğurt yiyişi var. İnşallah hepsi başarılı olur. Daha yenilikçi, okuyan, öğrenmeye çalışan, izleyen bir nesil geliyor. Bence Türk futbolu kazanacak. Bizim derdimiz de bu zaten. Türk futbolunu biraz daha ön plana çıkarmak, çok değerli bir ülkeyiz ama biraz reklam anlamında eksik kalıyoruz. O yüzden inşallah biz bu düşünceyi biraz daha yukarıya taşırız” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremine dair gelen soruya Volkan Demirel, “6 Şubat’ta yaşadığımız olay farklı bir olay. Hep yaşayanlar bilir diye söylüyorum. Anlatmak da istemiyorum artık, insanları üzmek istemiyorum. Tekrar baş sağlığı dileyelim hayatını kaybedenlere. Şu anda zor durumda olanlara Allah bir an önce sağlık, huzur, mutluluk versin. Onları hiçbir zaman unutmayacağız ama hayat devam ediyor. İlk 1-2 ay çok etkilenmiştim. Ailece etkilendik ama hayat devam ediyor. Hiçbir zaman unutmayalım ama bir yandan da da hayata adapte olup kaybettiklerimizi toparlamaya çalışalım. Başarı önemli değil benim için şu daha önemli benim için. Maça çıkıyoruz, Hatay’daki insanlar o ortamdan biraz uzaklaşıp ekran başına gelebiliyorsa benim için en büyük başarı o. Yenilince, berabere kalınca bazen kızıyorum ama benim için en önemli değer oradaki insanı o ortamdan 1-2 saat bile olsa uzaklaştırıp, o maçın galibiyetiyle birlikte belki onu sevindirebilmek. Mağlubiyetle üzülürse bile o bile bir duygudur. O andaki ortamdan bir çıkabilmektir. Benim tek derdim o. Bu sene de hep bunun için mücadele edeceğim. En önemli unsur insanlara umut olmak” cevabını verdi.
Hatay’a herkesin sarıldığını belirten 42 yaşındaki teknik direktör, “Geçen seneden kalan 5-6 oyuncu var. Onlar da benim gibi ilk 1-2 ay çok zor zamanlardan geçti. Erce, Burak, diğer Burak, Kamil, bunlar başka bir takıma gidip oynamak istemedi. Bertuğ sadece kalanlardan ve sonra gidenlerden sayabilirim. Bertuğ Antalyaspor’a gitti, Engin Eyüpspor’a gitmişti, Kerim Alıcı Altınordu’ya gitmişti. Onlar oynadı, yarım yarım oynadı. Tam bir sezon oynamadılar depremden sonra. Diğer 4-5 kardeşim futbol oynamak istemedikleri için oynamadan geçirdiler o süreyi. Biz biraz erken başladık sezona. Yurt dışı kampımız oldu. Orada hep konuşmaya başladık. Bu tarz durumlarda konuşmazsanız, atlatmanız çok zor. Konuşarak, anlatarak, yaşadık bir olay, ders çıkaralım ama hayat devam ediyor. Bundan sonraki hayatımızı planlamaya çalışalım dedik. Yeni gelen arkadaşların enerjisiyle güzel bir birliktelikle bazı şeyler unutuldu. Çok sorunumuz var ama kimse neden böyle demiyor. İstanbul’dayız şu anda. Bazı oyuncular ailesinden uzak. Allah izin verirse bir hafta sonra Mersin’e yerleşeceğiz. Çok sorun var ama bu sorunları kimse bahane etmiyor. Herkes bir sonraki neyi iyi yapabilirimi düşünüyor. Herkesin motivasyonu bu. Şartlar ne olursa olsun, Hatayspor olarak bu sene gidebileceğimiz en üst seviyeye çıkmak istiyoruz. Bunu başarabilecek bir ekimiz var. Herkes bir şekilde Hatay’a sapasağlam sarılmış ve başarı için bekliyor” dedi.
Volkan Demirel şu şekilde devam etti: “Deprem biraz bizi farklı bir yere taşıdı. Ama keşke olmasaydı da ben eski Volkan olarak bilinmeye devam etseydim. O işin bir tarafı ama söylediğim gibi şu anda Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlu veya herhangi bir takımı tutan ya da futbolla alakası olmayan insan, sokakta karşılaşınca anlatırken bile etkileniyorum. İnsanlar çok büyük değer ve saygı gösteriyor. Değer veriyorlar. Ben de bu değeri karşılığında aslında hiçbir şey yapmadım. Her insanın yapacağı duruşu yapmaya çalıştım. İnsani vicdani olan insanların yapabileceği bir şey yaptım. Çok ekstra bir şey de yapmadım. Bu değeri alacak bir durumda da olmadım. Ama sağ olsunlar beni bir yere koydular, teşekkür ediyorum, başka da bir şey diyemiyorum. Her gittiğim yerde çok güzel duygular yaşıyorum. İnşallah bu futbolun, birleştiriciliği bu. Futbolla birlikte her insana çok büyük mutluluklar verebiliyoruz. Az önce Hatayspor’la birlikte insanlara umut olmaya çalıştığım konu bu. İnşallah biz böyle devam ederek hem oradaki insanları, hem de biraz daha artık birlikte hareket edelim, birbirimizi kırmadan o stadyumlardan ayrılalım. Biraz o mesajları da vermeye çalışıyoruz. Daha iyi günleri hepimizin hak ettiğini düşünüyorum. O yüzden inşallah bu şekilde devam eder.”
Fernando Muslera ile ilgili soruyu yanıtlayan Volkan Demirel, “Muslera için her zaman söylüyorum, kaleci olduğumuz için birbirimizi çok iyi anlıyoruz. O dönemlerde daha sık görüşüyorduk. Ben çok seviyorum. Onunla Milano’ya giderken denk geldik, o günden beri aramızda iletişim başladı. Doğum günlerinde, önemli günlerinde birbirimizi ararız. Yine böyle bir yardım ortamında, bir telefonumla desteğini vermişti. Benim için çok değerli kendisi. O yüzden her yerde söylediğim gibi, teşekkür ederim. Jübilesinde forma giyerim dedim. Aslında futbolu bırakırsa bir gün seve seve giyerim, orada bulunurum demek istedim” dedi.
Hatayspor’un bu sezon hedefine değinen Volkan Demirel, “Çok zor şartlardan bu takımı oluşturduk ve sahaya çıkardık. Sağ olsunlar buradaki sponsorlarımıza teşekkür ederim. Futbol federasyonumuza, başkanımıza, bakanlıklarımıa çok teşekkür ederim. Onlar olmasa sahaya çıkamazdık. Yoktan var ettik bazı şeyleri. Bu ligde mücadele etmemiz, 8 haftalık dönemde mağlup olmadan devam etmemiz çok büyük başarıdır. Bunu herkesin takdir etmesi gerekiyor. Saygı duyulması gerekiyor. İlk başta başlarken ligde kalmaktı hedefimiz. Belki şu anda daha farklı misyonumuz var. Zaman geçtikçe daha da belirleyeceğiz. Şu anda hedefimiz yine hedefimiz ligde kalmak. Ama benim içimden geçen başka bir şey var. İnşallah onu bir gün başarabilirsem, ondan sonra daha rahat konuşabilirim” diye konuştu.
Fenerbahçe’yle ilgili soruya Volkan Demirel, “Hepimizin hedefleri var. Herkesin hedefi var. Benim de hedeflerim var. Bir tane değil ama birkaç tane hedefim var. Hayallerimin arkasından yürümeyi çok severim. Her hayalimi de başarmışımdır şimdiye kadar. Hayallerimin peşinden koşmaya devam edeceğim. O hayalin peşinden koşmaya devam edeceğim. Hayallerimiz var, hayallerimizin peşinden devam edeceğim” cevabını verdi.
“Fenerbahçe ne anlam ifade ediyor” sorusuna Volkan Demirel şu cevabı verdi: “Volkan’ın, Volkan Demirel olma sebebi Fenerbahçe. Ben çok küçük yaşlarda stadyuma giden, Fenerbahçeli bir ailede, 2 kişi vardı başka takımlı, onun dışında bizim ailede başka bir takım tutan yoktu. Böyle bir Fenerbahçeli aileden gelen. Maça giderken davul çaldım, okul kırdım, bir sürü şeyim var. Bir gün Kayserispor maçı, yağmurlu bir hava, bizi Maraton tribününden değil, Şeref tribününün olduğu bölgeden çıkardılar ve ben o gün sahaya girdim. Sahaya girdiğimde “Bir gün ben bu kaleye geçeceğim” dedim. Hayalimi gerçekleştirdim. Allah da nasip etti, ben o hayalini kurduğum kaleye geçtim. Ben Fenerbahçeliyim, bunu hiçbir zaman inkar etmiyorum ama Fenerbahçe’ye karşı oynadığımda, kazanırsam benden mutlusu da olmayacak. O da ayrı bir şey. Onu da dile getirmek istiyorum. Fenerbahçe beni ben yapan, bana bu kimliği, bu saygınlığı, bu değeri veren Fenerbahçe’dir. Bunu da her zaman söyleyeceğim.”
Fenerbahçe’nin performansını yorumlayan Volkan Demirel, “Şu anda çok iyi bir takım var. Uzun zamandır Fenerbahçe Stadyumu’nun bu şekilde bir atmosferini görmemiştim. 3-4 senedir maçlara gidiyorum izleyerek, daha önce de oynadım. 8-9 senelik taraftar baskısı, taraftarın bütünleşmesi, birleşmesi en son gördüğümde 7-8 yıl olmuştur diyebilirim. O bütünlüğü görünce neyin ne olduğunu anlıyorsunuz. Bence bu sene kadro, oyun, hem de camia olarak birleşmiş bir Fenerbahçe var. Tabii ki sezon sonuna kadar nasıl olacak onu göreceğiz” diye konuştu.
Fenerbahçe yerine Galatasaray ya da Beşiktaş’ta da oynasa camianın kendisini seveceğini belirten Volkan Demirel, “Ben Beşiktaş’ta oynasaydım, Beşiktaş taraftarı beni çok severdi. Galatasaray’da oynasaydım, Galatasaray taraftarı çok severdi. Çünkü ben o formanın değerini bilerek mücadele ediyordum. Fenerbahçe’nin değerleri küçüklüğümden beri kazınmış bir şekilde. Atkımla, beremle, davul çalarak, okulu kırarak maçlara gitmişim. O bende artık bir aile gibi olmuş, sahiplenmişim ben orayı” ifadelerini kullandı.
Volkan Demirel son olarak şu sözleri dile getirdi:
“Taraftar Volkan, hayallerinin peşinden koşan Volkan. Futbolcu Volkan, hayalini gerçekleştiren Volkan. Teknik direktör olunca da, geçmişte yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla teknik direktörlük kariyerini planlamaya çalışan bir Volkan var. Çok genç yaşta Fenerbahçe’ye geldim. Çocukluk yaşlarından, delikanlı yaşlarına sıçrama döneminde geldim ama bir adam olarak çıktım. Daha ne yaptığını bilen, kendinden emin, daha doğru yürüyen. Bu taraf başka bir taraf, futbolcuyken tek başınaydınız, belki dik kafalıydınız, ben oynarım, ben bilirimdeydiniz ama şu anda sizin gösterdiklerinizle size bakan futbolcular dahil, teknik ekip, çalışanlar, taraftar, herkes size bakıyor. İnsanları inandırma çabası olan bir Volkan var. Bu taraf daha yorucu ama daha keyifli. Öbür taraf daha tek başınıza hareket ettiğiniz bir yerdi ama bu tarafta daha eğleniyorum, keyif alıyorum. Daha çok yoruluyorum ama o insanları inandırmak, inandığınızı yaptırabilmek bence çok büyük bir olay.”