Trenin sebep olduğu yıkımla birlikte âdeta mahşer yerine dönen şehir, yaklaşık 11 sene önce arkasında bıraktığı hasarlarla dünya gündemine girdi.
Peki, eşi benzeri görülmemiş bu tren felaketinin arkasında hangi sebepler vardı?
Tarih 5 Temmuz 2013’ü gösterdiğinde bir yük treni, Kanada üzerinden doğu yönüne ilerlemeye başladı.
Bu tren; Kuzey Dakota’daki New Town’dan, Kanada’nın Saint John kentindeki bir petrol rafinerisine gidiyordu. Yaklaşık 113.000 litre ham petrol yüklü 72 tankere sahipti ve onu sürmek için gerekli gücü sağlayacak 5 lokomotiften oluşuyordu.
Gece saatlerinde Lac-Mégantic’e yaklaşan bu trendeki tek makinist, Tom Harding’di. Harding, yolculuk esnasında öndeki lokomotifin aşırı miktarda duman saldığını fark etti ve trenden ayrılması gerektiğine karar verdi.
Ancak öncelikle treni emniyete alması gerekiyordu.
Bunun için de 5 lokomotifin hepsine birden fazla el freni uyguladı ve bu sayede aşağı eğimli olarak park edilen trenin yerinde durup duramayacağını kontrol etti.
Bu hamlesinden sonra Montreal, Maine ve Atlantik Demir Yolları ile temasa geçti ve onlara aşırı miktarda salınan dumandan bahsetti. Bu temasla da bir çözüm önerisi gelmedi ve Harding, treni olduğu yerde bırakıp bu sorunla ertesi sabah ilgilenmeye karar verdi.
Fakat sabaha kalmadan lokomotiflerin birinin bacasında küçük bir yangın çıktı.
İlk etapta bu yangının çıkış sebebi tespit edilemese de sonradan yangının ve aşırı dumanın, motorda birkaç ay önce yapılan kötü bir onarımdan kaynaklandığı ortaya çıktı. Çok geçmeden olay yerine ulaşan itfaiyeler, trendeki yakıtın alev almaması için lokomotifleri kapattı.
Yangın, kısa sürede kontrol altına alındı ve trenin yolculuğa devam etmesi için güvenli olduğu doğrulandı ancak aslında her şey yolunda değildi. Lokomotifler kapatıldığı için havalı frenlere hava sağlayan kompresörler de kapatılmıştı.
Bu sebeple sistemden hava sızıyordu ve havalı fren sistemindeki basınç, treni yerinde tutmaya yetmeyecek duruma gelene kadar yavaş yavaş düşüyordu. Akabinde devasa tren, son itfaiyecinin olay yerinden ayrılmasından birkaç dakika sonra yokuş aşağı yuvarlanmaya başladı.
Hiç kimsenin kontrol edemediği bu tren, her geçen dakika daha da hızlanıyordu.
Şiddetli motor gücüyle Lac-Mégantic’e ulaştığında ise saatte yaklaşık 105 kilometre hızla gidiyordu. Bu hız, yolun kasabanın içinden geçen bölümü için çok fazlaydı.
Trenin tekerleklerinden çıkan kıvılcımlar ve duman dışında hiçbir ışık ve uyarı yoktu. Sonunda tren, şehrin ana caddesine yakın bir yerde raydan çıkarak içindeki petrolleri etrafa saçtı.
Bu durum çevredekiler tarafından âdeta bir yangın tsunamisine benzetildi ve şehir merkezi, yanan bir nehre dönüştü. Trenin yaklaştığını görenler bölgeden kaçmaya çalıştı fakat alevler oldukça hızlı yayılıyordu.
Trenin verdiği hasar öylesine büyüktü ki binalar sular altında kaldı, sokaklar yangınla kaplandı, kanalizasyonlar ve bodrumlar yanan petrolle dolup taştı.
Lac-Mégantic’in en çok etkilenen yerlerinden biri olan Musi-Café, felaket anında hâlâ müşterilerle doluydu ve bina tamamen kullanılamaz hâle geldi. Sadece kazayı görür görmez kaçmayı başarabilenler hayatta kalabilmişti.
Acil müdahale anında başladı ve bölgeye 100’den fazla itfaiyeci akın etti. Sıvı hâldeki bu yakıt beklenmedik şekilde yayılıyor, kanalizasyona akıyor ve birkaç sokak ötedeki bodrumlar bile patlıyordu.
İtfaiye ekipleri kanalizasyonları kapatmak ve yangın bariyerleri oluşturmak için çalıştı ve ardından alevlerle mücadele etmek için köpük kullanma yoluna gitti. Bu arada bölgenin yerel hastanesi de alarma geçti.
Felaketin sebep olduğu yaralılardan çok azı hayatta kalırken toplam 47 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca 30’dan fazla bina yıkıldı, binlerce bölge sakini ve yüzlerce işletme yerinden edildi. Lac-Mégantic’in neredeyse büyük bir kısmı yerle bir oldu ve alevlerin söndürülmesi 2 gün sürdü.
Olaydan sonra ise bir soruşturma başlatıldı ve felaketin oluşmasında birkaç faktörün etkili olduğu ortaya çıktı. Trenin makinisti Tom Harding, trenden ayrılmadan önce el frenini yeterince çekmemişti.
Harding, 7 el freni kullanmıştı ancak bu büyüklük ve ağırlıktaki bir tren için bu sayının iki katından fazlası uygulanmalıydı. Ayrıca el freninin tam performans gösterebilmesi için havalı frenler de kapatılmalıydı.
Tom Harding ve diğer 2 demir yolu çalışanının da aralarında bulunduğu 3 kişi, ölüme sebep olan 47 cezai ihmal suçlamasıyla yargılandı.
Felaketle ilgili ciddi bir kamuoyu öfkesi olsa da aslında hata, demir yolu şirketindeydi. Şirketin asgari düzeyde eğitim verdiği, eski tankerleri kullandığı, onarımlarda işin kolayına kaçtığı ve diğer birçok hataya göz yumduğu tespit edildi.
Bu faktörler göz önüne alındığında ise Harding ve diğer 2 çalışan beraat etti. Ancak yerle bir olmuş Lac-Mégantic şehri ve vefat eden 47 kişiyi geri getirmek mümkün olmadı.
Üstelik Lac-Mégantic felaketinin görüntüleri önce Travelers isimli zaman yolculuğu temalı bir dizide, daha sonra ise Bird Box filminde kullanıldı. Lac-Mégantic Belediye Başkanı Julie Morin ise bu görüntüleri haber bültenlerinde görmenin bile oldukça zor olduğunu söyleyerek bu görsellerin hayal ürünü gibi kullanılmaması gerektiğini dile getirdi.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: